Bebekler ve çocuklardaki duyusal hassasiyet, çeşitli duyusal uyaranlara karşı aşırı tepki verme veya belirli duyusal uyaranlara aşırı duyarlılık olarak tanımlanabilir. Bu durum genellikle duyusal işleme bozukluğu veya duyusal aşırı duyarlılık olarak da bilinir. Duyusal uyaranlar, görme, işitme, dokunma, koku, tat gibi çevresel bilgileri algılamamızı sağlayan duyularımız aracılığıyla işlenir. Bazı çocuklar, bu uyaranlara normalden daha fazla duyarlı olabilirler.

Duyusal Hassasiyetin Belirtileri

  1. Ses Hassasiyeti: Belirli seslere aşırı tepki gösterme (yüksek ses, belirli frekanslardaki sesler gibi), gürültüden rahatsız olma veya kulağa çok yüksek gelme.
  2. Dokunsal Hassasiyet: Belirli dokunma şekillerine veya dokunma sıklığına aşırı tepki gösterme. Örneğin, etiketlerden rahatsız olma, bazı dokuları veya giysileri giyememe.
  3. Görsel Hassasiyet: Parlak ışıklardan, belirli desenlerden veya hareketli nesnelerden rahatsız olma.
  4. Koku ve Tat Hassasiyeti: Belirli kokulara veya tatları normalden daha fazla rahatsızlık veya aşırı ilgi gösterme.

Duyusal Hassasiyetin Nedenleri

Duyusal hassasiyet genellikle çocuğun sinir sisteminden kaynaklanır. Bazı çocuklar doğuştan bu hassasiyetlere sahip olabilirken, bazıları yaşadıkları çevresel faktörler veya gelişimsel koşullar nedeniyle bu duyarlılığı geliştirebilirler. Örneğin, otizm spektrum bozukluğu (OSB), dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi durumlarla sıkça ilişkilendirilir.

Duyusal Hassasiyetin Etkileri

Bu hassasiyetler çocuğun günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. Örneğin, aşırı ses hassasiyeti olan bir çocuk, okul veya sosyal etkinlikler sırasında rahatsızlık yaşayabilir veya duyusal uyaranlara tepki gösterebilir. Bu durum zaman zaman çocuğun davranışlarını ve sosyal ilişkilerini de etkileyebilir.

Yönetim ve Destek

Duyusal hassasiyeti olan çocuklar için önemli olan doğru yönetim ve destektir. Bu destekler genellikle multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Fiziksel ortamda düzenlemeler yapılabilir (örneğin, ses azaltıcı kulaklıklar), duyusal girdilerin yönetimi için stratejiler geliştirilebilir (örneğin, sakinleştirici aktiviteler), ayrıca aile ve eğitimcilere yönelik eğitim ve danışmanlık da önemlidir.

Duyusal hassasiyet, her çocuk için farklılık gösterebilir ve bu nedenle bireysel yaklaşımlar ve dikkat gerektirir. Erken tanı ve uygun müdahalelerle, çocukların bu hassasiyetlerle başa çıkmaları ve günlük yaşamlarını daha rahat şekilde sürdürmeleri desteklenebilir.

Uzm Dr Çağatay Uğur Muayenehanesi / ANKARA

Leave a comment