Madde Bağımlılığı ve Tedavisi

MADDE BAĞIMLILIĞI NEDİR

Uyuşturucu madde bağımlığı olarak da bilinen madde bağımlılığı; davranışsal, ruhsal ve bedensel olarak kişiyi olumsuz etkileyen kimyasal maddelerin kullanımına alışılması ve sonrasında bu maddelerin kullanımının bırakılamamasıdır.  AMATEM’e göre, yasal ya da değil, uyarıcı ya da uyuşturucu niteliği olan, bağımlılık yapan maddelerin tümüne “uyuşturucu madde” denilmektedir.

Uyuşturucu madde bağımlıları genellikle bir kez kullanımın bağımlılığa sebep olmayacağını düşünerek madde kullanımına başlarlar. Ancak madde bağımlılığında tek bir doz bile son derece risklidir; çünkü ilk dozu alan kişiler sonrasında tekrar madde alma gereksinimi duyarlar.  Zamanla madde dozunu ve kullanım sıklığını artırmaya başlarlar ve bağımlılık döngüsü bu şekilde devam eder.

2010 Dünya Uyuşturucu Raporu’na göre; gelişmekte olan ülkelerde uyuşturucu madde kullanımı giderek artmaktadır. Bu raporda yer alan önemli bir veri de zengin ülkelerde yaşayan zengin insanların bağımlılık tedavisine ulaşabilirken, yoksul ülkeler ve yoksul insanların tedavi olanağına sahip olamadığı gerçeğidir. Rapora göre geçen yıl dünya çapında 20 milyon uyuşturucu bağımlısı tedavi olamamıştır.

Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2006 yılında Türkiye genelinde 60 ilde 26000 okullu genç üzerinde yapılan araştırmaya göre ise, gençlerin %2,9’u son üç ay içinde uyuşturucu/uyarıcı madde kullandıklarını belirtmişlerdir. Yine aynı rapora göre madde kullanımının arttığı ve madde kullanımına bağlı ölümlerde de artış olduğu görülmüştür.

BAĞIMLILIK YAPAN MADDELERİN BEDEN VE ZİHİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ NELERDİR

Uyuşturucu maddeler beyni, özellikle de beynin “ödül merkezi” adı verilen bölgesini etkiler. Sevilen biriyle vakit geçirmek veya lezzetli bir yemek yemek, vücudunuzda dopamin adı verilen ve keyif veren bir kimyasal salgılanmasına neden olur. Zamanla bu bir döngü haline gelir ve bu deneyimlerin tekrar yaşanması istenir çünkü bu tarz keyif veren eylemler sizi iyi duygularla ödüllendirirler.

Benzer şekilde bağımlılık yapan maddeler de beyinde büyük oranlarda dopamin salgılanmasına neden olur. Ancak hayatta kalmak için gerekli olan yemek, çalışmak ve sevdiklerimizle vakit geçirmek gibi eylemleri ödüllendiren dopamin salgılanması, kolay bir şekilde ve yüksek miktarlarda uyuşturucu maddelerden elde edildiğinde insanların duygu ve davranışlarını olumsuz şekilde etkiler ve zararlara yol açabilir. Bu da hazzı sadece uyuşturucudan almak isteyen bir dürtü yaratır. Döngü, bu zevkli hissi elde etmek için uyuşturucu aramak ve tüketmek etrafında döner.

Madde bağımlılığı zamanla beyni değiştirir. Beynin nasıl çalıştığını ve hatta beynin yapısını olumsuz etkiler. Bu nedenle doktorlar, madde kullanım bozukluğunu bir beyin hastalığı olarak görmektedir. Bir maddenin ilk kullanımı bir seçimdir. Ancak bağımlılık kısa sürede gelişebilir ve çok tehlikeli bir durum yaratır. Bağımlılık yapan maddeler, madde kullanımını durdurma kararı da dahil olmak üzere karar verme yeteneğinizi olumsuz yönde etkiler.

Ek olarak, uyuşturucu maddeler, kan basıncı, solunum, kalp hızı ve vücut ısısı gibi yaşam için gerekli olan merkezi sinir sistemini ve otonomik işlevleri yavaşlatabilir veya hızlandırabilir. Beynindeki bazı kimyasalların veya nörotransmiterlerin seviyeleri de bu durumdan etkilenir. Bu maddeler; beyin sapı, limbik sistem ve serebral korteksin tümünün etkilemektedir. Beyin sapı uyku, nefes alma ve kalp atış hızı gibi yaşamı sürdüren işlevleri kontrol ederken, limbik sistem beynin ödül devresini tutar ve duyguların ve mutluluğu hissetme yeteneğinin kontrolüne yardımcı olur. Serebral korteks, beynin “düşünme merkezi” olarak kabul edilir, problem çözme, planlama ve karar verme yeteneklerinin yanı sıra insanların duyuları tarafından sağlanan bilgileri işlemesine yardımcı olur. Bağımlılık yapan maddeler ne kadar sık ​​kullanılırsa, beyin kimyasallarını o kadar fazla etkilerler ve bu da uyuşturucu bağımlılığına ve yoksunluk semptomlarına yol açar.

MADDE BAĞIMLILIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR

  • Planlanandan daha fazla dozda veya daha uzun süre madde kullanımı
  • Madde kullanımını sürekli olarak istemek, azaltmayı ya da kontrol etmeyi istemek fakat başaramamak.
  • Madde almak veya kullanmak için çok zaman harcamak.
  • Madde kullanmaya yönelik güçlü bir istek.
  • İş, okul veya ev görevlerini engelleyecek şekilde sürekli madde kullanımı.
  • Madde kullanımı nedeniyle günlük faaliyetleri bırakmak veya azaltmak
  • Madde etkisi altında araç kullanmak gibi riskler almak.
  • Fiziksel veya psikolojik sorunlara yol açsa da madde kullanmaya devam etmek
  • Aynı etkiyi elde etmek için tolerans geliştirme veya daha fazla madde kullanma ihtiyacı veya aynı miktarda madde kullandığında aynı etkiyi görememek.

MADDE BAĞIMLILIĞINDA KİMLER RİSK ALTINDADIR?

Madde kullanım riskini artıran başlıca faktörler şunlardır:

  • Aile desteğinden ve ilgisinden yoksun olmak,
  • Şiddet içeren ve saldırgan davranışlara sahip olmak,
  • Çevrede madde kullanan kişilerin bulunması,
  • Ebeveynlerin psikolojik sorunlar yaşaması,  
  • Maddeye ulaşabilir olmak ve
  • Yoksul olmak

Diğer taraftan madde kullanımı için risk altında olmak bir kişinin bağımlı olma olasılığını artırabilir fakat onun mutlaka uyuşturucu kullanacağı ve bağımlı olacağı anlamına gelmez.

MADDE KULLANIMININ ÇOCUK ve ERGENLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ NELERDİR?

Ergenlik döneminde artan; yenilik arama, dürtüsellik ve merak gibi etkenler madde kullanımı riskinde artışa yol açabilmektedir. Özellikle aile desteğinden mahrum olan ve arkadaşları tarafından kabul görmeye çalışan gençler risk altındadır. Avrupa Komisyonu ve OECD tarafından yayınlanan 2020 raporuna göre; ergenlik dönemindeki gençlerde madde kullanımı oldukça yaygındır ve uzun vadede bağımlılık riskleri artmaktadır. Bu maddeler, bilişsel işlev sorunları yaratmakta, hafıza kaybına yol açmakta ve dikkat eksikliği gibi sorunlara neden olmaktadır.

MADDE BAĞIMLILIĞINI ÖNLEYİCİ FAKTÖRLER NELERDİR?

  • Çocuklara ve gençlere uyuşturucu maddelerin zararları ve bağımlılık konusunda yaşlarına uygun bilgilendirmeler yapma,
  • Aile içinde güçlü bağlar kurma ve güçlü bir iletişime sahip olma,
  • Ebeveynlerin çocuklarının arkadaş olduğu kişilerden ve sosyalleştikleri ortamlardan haberdar olması,
  • Açık, anlaşılır sınırlar koyma ve kurallara uyma konusunda tüm ailenin birbirini desteklemesi,
  • Okul, kulüp, kurs ve çocukların bulunduğu diğer kurumlarla işbirliği içinde olma, gibi hususlar çocuk ve ergenlerin bağımlılık yapıcı madde kullanımını önleyici faktörler arasında sayılabilir.

MADDE BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİ VE TEDAVİ SÜRECİ

Madde bağımlılığı tedavisinin ilk adımı sorunu görmek ve profesyonel yardım almaya karar vermektir. Madde bağımlılığı tedavi edilebilir bir durumdur ama tedavisi çok kolay değildir. Bağımlılık kronik bir hastalık olduğundan, insanlar sadece birkaç gün uyuşturucu kullanmayı bırakıp tedavi edilemezler. Çoğu hasta, kullanmayı tamamen bırakmak ve hayatlarını kurtarmak için uzun süreli veya tekrarlanan bakımlara ihtiyaç duyar.

Bağımlılık tedavisi, hastanın madde kullanmayı bırakmasına, maddeden uzak durmasına ve ailede, işte ve toplumda üretken olmasına yardımcı olur. Madde kullanım bozukluğunu tedavi etmek için çeşitli terapiler mevcuttur. Şiddetli bir bozukluk için bile oldukça etkili tedavi seçenekleri mevcuttur. Madde bağımlılığı süreci aşağıdaki aşamalardan oluşur:

Detoksifikasyon: Bu aşamada hastaya madde kullanımı bıraktırılır ve maddenin vücuttan çıkmasına izin verilir. Güvenli bir detoks süreci için uzman gözetimine ihtiyaç vardır

İlaç destekli tedaviler: Madde bağımlılığı tedavisinde bazı ilaçların kullanımı, aşırı madde alımı isteğini kontrol etmeye ve yoksunluk belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu seçeneğin kullanılmasına tedaviyi yürüten uzmanlar karar verir.

Davranışçı terapiler: Bilişsel davranışçı terapi veya diğer psikoterapi yöntemleri (konuşma terapisi), bağımlılığın nedeni ile başa çıkmaya yardımcı olabilir. Terapi ayrıca benlik saygısı oluşturmaya yardımcı olur ve bağımlı bireye sağlıklı başa çıkma mekanizmalarını öğretir.

Madde Bağımlılığı Tedavisinde Göz Önünde Bulundurulması Gereken Durumlar

Etkili bir madde bağımlılığı tedavisi sürecinde bunlar göz önünde bulundurulmalıdır:

  • Herkes için tek bir tedavi seçeneği yoktur.
  • İnsanların tedaviye hızlı bir şekilde erişmesi gerekir.
  • Etkili tedavi, hastanın yalnızca ilaç kullanımını değil, tüm ihtiyaçlarını ele alır.
  • Tedavide yeterince uzun süre kalmak çok önemlidir.
  • Danışmanlık ve diğer davranışsal terapiler en sık kullanılan tedavi biçimleridir.
  • İlaçlar, özellikle davranışsal terapilerle birleştirildiğinde, tedavinin önemli bir parçasıdır.
  • Tedavi planları sıklıkla gözden geçirilmeli ve hastanın değişen ihtiyaçlarına göre değiştirilmelidir.
  • Tedavi diğer olası zihinsel bozuklukları da ele almalıdır.
  • Tıbbi destekli detoksifikasyon, tedavinin sadece ilk aşamasıdır.

Son olarak hem madde bağımlılığının tedavi sürecinde hem de hayatın her alanında ruh sağlığınızın yaşamın önemli bir parçası olduğunu ve uzmanlarımızın size her zaman destek olabileceklerini unutmayın!

İletişim Bilgileri:

Madde bağımlılığı sorunları Dahil Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi İle İlgili Her Türlü Soru İçin Bize Ulaşın:

cagatayugur.com.tr/iletisim

Tel:  (0312) 284 00 21

Adres:

Platin Tower İş Merkezi, (Medicana Hast.Yanı), Kat:18, No: 69, Çankaya/Ankara

 

Bizi Sosyal Medyadan Takip Edin:

https://www.instagram.com/pskytrcagatayugur

https://www.facebook.com/drcagatayugur

Leave a comment